‘37’de milletvekili olan Allende, ‘39’da ‘Halk Cephesi’ hükümetinde sağlık bakanlığı yaptı. Bu görevindeki başarısı ve halkçı tutumu ‘43’te Sosyalist Parti genel sekreteri seçilmesini sağladı. ‘Halk Cephesi’, ‘Demokratik Birlik’e evrilince kendi yoluna devam eden Sosyalist Parti, birkaç başarısız seçimden sonra bünyesinde Victor Jara, Pablo Neruda gibi kişileri barındıran Şili Komünist Partisi’yle birlikte ‘Halk Birliği’ni (Unidad Popular) kurdu. Birçok sol parti ve örgütün bir araya geldiği Halk Birliği’nin liderliğini bu iki parti yapıyordu.
1970’te yapılan seçimde Halk Birliği oyların %36.3’ünü kazanıp iktidara gelirken Salvador Allende de parlamenter demokratik sistemli bir seçimle başkan seçilen ilk Marksist oluyordu.
Allende liderliğindeki Halk Cephesi’nin politikalarını uzun uzun anlatmaya gerek yok, tahmin edilebilir; gelir dengesini sağladı, her alanda sosyal hizmetleri oluşturup geliştirdi, toprakları köylülere dağıttı, özellikle sanayi alanlarında kamulaştırmalar yaptı vs vs... Bir yıl içinde Şili ekonomisi %8.6 büyüyünce Amerika ve ulusal burjuvazi duruma müdahele etmeye karar verdi; hakim oldukları ekonomi alanlarında yarattıkları sorunlarla Şili’yi ekonomik krize sürüklediler. Ancak bu Allende’nin arkasındaki halk desteğini azaltmadı; ’73 seçimlerinde Halk Cephesi %43 oyla çıktı.
Bu seçimden sonra sağ muhalefet birleşerek daha da saldırganlaştı. Açıkça orduyu darbeye çağıracak kadar ileriye gittiler. Allende geleceğin neler getireceğini tahmin etmeye başlamıştı ancak bu dönemde bile müthiş karakterini ortaya koyuyordu; olası bir kötü durumda halkına sağduyulu olmasını, ‘onların güçlü, bizlerin haklı’ olduğunu söylüyordu.
11 Eylül 1973’te silahlı kuvvetler yönetime el koydu. Hava kuvvetleri başkanlık sarayına doğru harekete geçmişken Salvador Allende radyodan halkına son konuşmasını yaptı:
“Bu size son seslenişim...
Bu gerçekler karşısında, emekçilere söyleyecek bir tek şeyim kaldı: İstifa etmeyeceğim! Bu tarihi anda, insanların bağlılığını hayatımla ödeyeceğim. Eminim ki şu anda binlerce Şililinin asil vicdanına ektiğimiz tohum sonsuza kadar yaşayacak. Güçleri var, bizi ezebilirler. Ancak, toplumsal süreçler ne suç işleyerek, ne de güç kullanarak durdurulabilir. Tarih bizimdir, ve tarihi insanlar yaratacak. Ülkemin emekçileri; adalete beslenen yüce arzuya sadece tercüman olmuş, anayasaya ve kanunlara saygı duyacağına söz vermiş bir adama gösterdiğiniz sadakat ve beslediğiniz güven için size teşekkür etmek istiyorum. Sözlerimi tuttum...
Teröristler, sesini yükseltmekle yükümlü olanların sessizlikleri karşısında köprüleri havaya uçurdu, tren raylarını kesti, petrol ve mazot borularını mahvetti. Tarih onları yargılayacak. Magallanes radyosu büyük ihtimalle susturulacak ve durgun sesim size ulaşamayacak; bu önemli değil. Siz beni duymaya devam edeceksiniz. Her zaman yanı başınızda olacağım. En azından, şerefli ve sadık bir adam olarak hafızalarınızda kalacağım...
Yaşasın Şili! yaşasın Şilililer! Yaşasın emekçiler! Bunlar benim son sözlerim. Fedakarlığımın boşa çıkmayacağına eminim. Bu en azından suçu, korkaklığı ve hainliği cezalandıracak ahlaki bir ders olacaktır.”
Bu büyük insanın halkına son seslenişi böyle oldu.
Allende'nin son fotoğrafı
Başkanlık sarayına gelen askerleri silahıyla karşıladı, savaşarak öldü.
Darbeyi anlatmaya gerek duymuyoruz, yabancı olduğumuz bir konu değil.
Konuyu ünlü Amerikalı devlet adamı Henry Kissinger açıklıyor:
“Ülkesinin insanlarının sorumsuzluğu yüzünden bir ülkenin komünist olmasına seyirci kalamayız. Meseleler, Şilili seçmenlerin kararına bırakılamayacak kadar önemlidir.”
allende allende
ölüm birden boşalmasıdır insanın kendisinden
gizli titreşimler uçar belki boşlukta sesinden
güneş vurunca parıldar görünmez ayak izleri ki
beyhude korularda eski bir yaz gezmesinden
solgun bir gülümseme hani ay büyürken görünür
aynalarda bırakılmış nice yüz birikintisinden
artık hiç olmasa da sonbahar penceresinde o
camların buğulanması her akşam nefesinden
kimsesiz bahçelerde besbelli yalnız dolaştığı
rüzgârsız akşamüstleri yaprakların ürpermesinden
duyulur ardında bıraktığı hayallerin gürültüsü
sinsi bir deprem gibi camları titretmesinden
masasına gelip gittiği açıkça anlaşılır
daktilosu çalışmasa da şeridinin eskimesinden
durduğu yerde patlaması mürekkep hokkalarının
ömrünce biriktirdiği sosyalist öfkesinden
ne kadar yok etse ölüm vuruşu göklerde yankılanan
kocaman bir yürek kalır şili'nin allende'sinden
Attila İlhan
Darbeyi anlatmaya gerek duymuyoruz, yabancı olduğumuz bir konu değil.
Konuyu ünlü Amerikalı devlet adamı Henry Kissinger açıklıyor:
“Ülkesinin insanlarının sorumsuzluğu yüzünden bir ülkenin komünist olmasına seyirci kalamayız. Meseleler, Şilili seçmenlerin kararına bırakılamayacak kadar önemlidir.”
allende allende
ölüm birden boşalmasıdır insanın kendisinden
gizli titreşimler uçar belki boşlukta sesinden
güneş vurunca parıldar görünmez ayak izleri ki
beyhude korularda eski bir yaz gezmesinden
solgun bir gülümseme hani ay büyürken görünür
aynalarda bırakılmış nice yüz birikintisinden
artık hiç olmasa da sonbahar penceresinde o
camların buğulanması her akşam nefesinden
kimsesiz bahçelerde besbelli yalnız dolaştığı
rüzgârsız akşamüstleri yaprakların ürpermesinden
duyulur ardında bıraktığı hayallerin gürültüsü
sinsi bir deprem gibi camları titretmesinden
masasına gelip gittiği açıkça anlaşılır
daktilosu çalışmasa da şeridinin eskimesinden
durduğu yerde patlaması mürekkep hokkalarının
ömrünce biriktirdiği sosyalist öfkesinden
ne kadar yok etse ölüm vuruşu göklerde yankılanan
kocaman bir yürek kalır şili'nin allende'sinden
Attila İlhan
0 yorum:
Yorum Gönder