rss
Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites

2.03.2010

Mırıldandıklarım...

Kadınlar… Yılar boyu kadınlar ezildi, yakıldı, diri diri gömüldü, lanetli sayıldı, ötekileştirildi ve görmezden gelindi. Erkekten farklı bir cinsten başka bir şey olmayan “köle” olarak kafalarda modelleştirildi. Kadın erkeklerin kölesi olarak bütünleşen bir kavram olarak çıktı karşımıza hep..



21. yüzyıla gelinmesine rağmen durumun pekte değiştiğini söyleyemeyiz. Hala modernleşmiş günümüz toplumlarında bile, ataerkil yapılaşma devam ediyor. Ve kadın toplumdan soyutlanan birey olmaya çalışılıyor… Ne yazık ki…


Şimdi de yazıma kadınların toplumda çektiği çoğumuzun yaşamış yada şahit olmuş sorunlara değinerek devam etmek istiyorum. Kadın olarak sokağa çıkıyoruz üzerimizde erkeklerin pis bakışları.. Ne kadar rahatsız edici bir durum değil mi? Sadece bu bakışlarla mı karşı karşıyayız? Hayır… Tacizler, tecavüzler ve daha niceleri… Maalesef bu iğrenç üçlemeyle de sınırlı kalmıyor kadınların çektikleri.. Dahası ekonomik açıdan kadınların özgürlükleri kısıtlanıyor. Bilinçaltında “erkek evin direğidir!” “eve para getirir” gibi kavramların yatmasıyla birlikte kadın çok fonksiyonlu bir robot misali çocuğu yapar ve sanki kadınlar hermafrodit ürüyormuş gibi çocuğun bütün bakımı, ihtiyaçları kadının üzerine yıkılır…


Ev işleri, bulaşık, temizlik… Ve daha niceleri kadının görevidir, yapmak zorundadır!.. Bu gibi ilkel düşüncelerle kadın iş imkânından yoksun bırakılarak toplumdan soyutlandırılmaya, ikincil kısma atılmaya çalışılır…


Daha küçücük yaşlarda kavratılmaya çalışılan “ O erkektir” “O yapar” anlayışına ne demeli peki… Ya büyüyünce ne olacaksın sorusuna karşı çocuğa öğretilen cevap: “Gelin, anne kavramları…” Bunların da yanı sıra yüreğimizi burkan eğitim sorunu ne olacak! Okutulmayan, öğretilmeyen, gözleri daha küçücük yaşlarda kör edilip erkeklere köle olsun diye yetiştirilen kızlarımız…


Bunları düşündükçe içimi karamsarlıkların kapladığını söylemeden geçemeyeceğim. Fakat umutsuzlukta beslemiyorum. Sonuçta birkaç kişiyle başlayan bir bilinç, bir duyarlılık daha da artacaktır. Bu yüzden kadın olarak geçmiş zamanlardan günümüze kadar işte, sokakta, evde, okulda, sırada, bilimde, sanatta ve teknolojide kısaca toplumun her yerinde hak ettiğimiz konumu almak için mücadele etmek şart! Bir kadından öte insan olarak ben hayatın kadınlar üzerindeki bu baskıcı bu geri plana itici tavrını sindiremediğimden duygularımı bu yazıda dile getirmeye çalıştım…


Sevgiyle Kalın…

0 yorum:

Yorum Gönder