rss
Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites

26.02.2010

Ekmek ve Gül

153 sene önceydi…8 Mart 1857.İstekleri sadece daha iyi çalışma koşulları ve iş güvencesiydi. New York’ta bir tekstil fabrikasında greve başladı kadın işçiler ‘EKMEK VE GÜL’ sloganıyla. Ancak polisin saldırması, ardından fabrikaya kilitlenmeleri üzerine ümitler tükenmeye başladı. Ve nasıl bir tesadüfse anîden yangın çıktı. Kilitli kapılara, polis barikatına karşı koyamayan 129 kadın işçi yanarak can verdi.

 
Almanya Sosyal Demokrat Partisi liderlerinden Clara Zetkin’in önerisiyle 1921 yılında Moskova 3. Ulusal Kadınlar Konferansında, ölen kadın işçilerin anısına 8 Mart’ın ‘DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ’ olarak anılması kabul edildi.

 
Türkiye’de ise ilk adımı TKP eşliğinde komünist kadınlardan iki kız kardeş Rahime Selimova ve Cemile Nuşirvanova atarak bir kadın birimi oluşturdular.1921 yılında Türkiye’de ilk defa ‘8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ’ kutlanmaya başlandı.12 Eylül askeri darbesinden sonra 4 yıl boyunca herhangi bir kutlama yapılmadı.

 
Clara Zetkin, Nadezhda Krupskaya gibi kadın devrimcilerin en büyük mücadelesi, emekçi kadınların kapitalizmin köleliğinden kurtulmasını sağlamaktı. Ancak günümüzde bu mücadele daha da zorlaşmaya başladı. Kadınların işsizlik, yoksulluk, şiddet, eşitsizlik, töre, baskı gibi sorunları artmaya devam etti. Enformel çalışmalarında yaygınlaşmasıyla sigortasız ve güvencesiz çalıştırılan kadınların oranı % 72’lere kadar ulaştı. Bunların dışında, kadınların en büyük sorunlarından olan cinsel kölelik sonucu kazanılan paranın yıllık on iki milyar dolar olduğu da ne kadar vahim bir durumda olduğumuzu gösteriyor. Bunlara engel olmak yine biz kadınların elinde. Ancak Clara, Nadezhda gibi devrimci; Cemile, Rahime gibi cesur ruhlara sahip olabilirsek ,erkeklerin de desteğiyle sisteme karşı verdiğimiz mücadelelerle amacımıza ulaşabiliriz.



İşçi, öğrenci, ev hanımı… Tüm emekçi kadınların günü kutlu olsun…



GEÇMİŞTEN VE GELENEKLERDEN KORKANLAR GELECEĞİ KURAMAZ...!


0 yorum:

Yorum Gönder